Yazılım geliştirmeye nasıl başladım?
Neresinden başlasam bilmiyorum. Ülkenin ortalama bir şehrinin ilçesinin bir köyünde yaşadığımız için bilgisayar ve internet bize çok uzaktı. Çocukluğumun ilk yıllarında bilgisayarı televizyonda görüyordum. İlk olarak on yaşında İstanbul’a ablamın yanında kalmaya gittiğimde ablamın ev sahibinin torunlarında görmüştüm. O yazın büyük bölümünde ablamın yanında kalmıştım. Fırsat buldukça yanlarına gidiyordum. Bilgisayarı fiziki olarak görmem televizyondan görmemden daha fazla etkilemişti. Bilgisayarımın olma isteği daha da artmıştı. Babamı ikna etmek uzun bir zaman aldı.
Ortaokuldayken okulda da bilgisayar görme şansım oldu. Tabii ki daha bizim bilgisayar dersi yoktu. Yedinci ve sekizinci sınıfta ders vardı. Yedinci sınıfa geçtiğim yaz babam ikna oldu. Bilgisayarı aldık. İkinci el ve toplamaydı. Özellikleri: Pentium MMX 133 MHz, 32 MB RAM, 1.7 GB Sabit disk, CD-ROM. İşletim sistemi olarak da Windows 98 vardı. Bilgisayarı aldık almasına ama kullanmayı bilmiyoruz. Getirip kuranlar da açma kapamayı gösterip gittiler. Ben kurcalamaya başladım. Yavaş yavaş bir şeyler öğreniyordum. Müzik dinliyordum. Bir gün bilgisayar kitlendi. Her hangi bir işlem yapılmıyordu. Çözememiştim. Çocuğum ve sinirden ağladığımı hatırlıyorum. Babam da kullanmayı bilmiyordu ama pratik bir çözümle fişini çekip taktı ve açtık çalışıyordu. Böyle böyle geçti yaz.
Bir keresinde windows çöktü. Format atacak kişiyi bulmak da zor oldu. Bulduk format attırdık. O zamanki değeriyle hatırladığım az bir para değildi. Mecbur verdik. Bilgisayar formatına hayatımda iki kere para vermişimdir. Sonradan onu da çözdüm. Zamanla bilgisayarlar arttı. Bir çok kişinin bilgisayarına ücretsiz olarak format attım. Para istemek hiç içimden gelmedi. İnsanlar tarafından enayi olarak görülmüş olabilirim. Ama umrumda değil.
Yedinci sınıfta artık bilgisayar dersi de görmeye başlamıştık. Ufak tefek şeyler görüyorduk. Genellikle ofis uygulamaları görüyorduk. Sekizinci sınıfta bilgisayar laboratuvarı açılmış ve ondan fazla bilgisayar vardı. O yıl bizim okulda bilgisayar kursu da verilmeye başlanmıştı. Kursa katıldım. Kurs normal derslerden daha ayrıntılıydı. Kursa öğretmenler, memurlar ve bir de subay geliyordu. Yetişkin ve çocuk karışık bir sınıftı. Kursta gördüklerimi kendi bilgisayarımda da deniyordum. Disket de almıştım. Yaptıklarımı ona kaydediyordum. Böylece bilgisayar bilgimin temelleri bu kursta atılmış oldu.
Liseyi yatılı okuduğum için kendi bilgisayarımdan uzak kalmıştım. Tatillerde eve gittikçe kullanıyordum. O yıllarda internet kafeler de yayılmaya başlamıştı. Okuldan fırsat buldukça gidiyorduk. Bilişim dergileri alıyordum. Yanında CD’ler veriliyordu. Dergiyi dersler ve ödevlerden kalan zamanlarda okuyordum. CD’leri tatilde evde inceliyordum. İlk kodlama deneyimimi de onlar sayesinde görmüş oldum. HTML ile ilgili olanlar vardı. Kendi bilgisayarımda denemiştim. Kodlama konusunda merakım da artmıştı.
FrontPage uygulamasını hatırlıyorum. HTML ve Classic ASP yazmak için kullanılıyordu. Bir yandan Classic ASP’yi de öğrenmeye başlamıştım. Ama tam olarak gerçek bir site oluşturamamıştım. Lise bittiği yaz bizim köyden bir tanıdık da bilgisayar kursuna gitmiş. Onlara FrontPage de detaylı olarak gösterilmiş. Bir çoğunuza garip gelebilir ama köye web sitesi yapmaya karar vermiş. Kendi bilgisayarında yapmış ve bir web barındırma hizmetinde yayınlamış. Rastlaştığımızda laf lafı açtı. Bu web sitesi üzerinde konuşmaya başladık. Birlikte devam etmeye karar verdik. Üniversite yıllarımda da devam etti. Kullanıcı sayımız da artmıştı. Yenilikler ekledik. Benim için aşırı keyif vericiydi.
Bazı talihsiz olaylardan dolayı ilk olarak bilgisayar mühendisliği bölümüne giremedim. Başka bir bölüme yerleştim ama pişman oldum. Benim asıl işim yazılım olmalıydı. Yeniden hazırlanmaya çalışıp kazandım ve kendi yazılım alanında geliştirdim ve iş hayatında da bu alanda yer buldum.
Bilgisayar ve yazılım benim için sadece iş değil, hobi de. Bir şeyi gerçekten istediğinde olacağına inanıyorum artık.